Çanakkale’den geçemeyenler hepimizin bildiği gibi daha sonra kollarını sallayarak mağrur ve kibirli bir şekilde gelip İstanbul’u işgal ettiler. Kibirli bir şekilde toprakları bölmeye çalıştılar. Ama tarihin en büyük kahramanı ve dahi başkanı Atatürk’ü hesaba katmadılar.
Dolayısıyla geldikleri gibi gidemediler!
Atatürk kısa görüşlü “Geldikleri gibi giderler.” dedi ama hiç bu kadar göndermemişti. Kibirli, kibirli ve kibirli geldiler. Ama yolda yenildiler, yüzleri kıpkırmızı oldu, başları öne eğik yani gittiler.
Toplumlarına anlattıkları tek teselli, dahi bir başkana yenildikleri idi, bunu kabul ettiler ve Atatürk’ü methederek hakkını verdiler. Erdemli insanlığına hayranlık duydukları Atatürk’ü de Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiler.
Burada şunlara dikkat edin; Atatürk, kendi toplumu tarafından değil, onu seven ve destekleyen düşmanları tarafından yüzyılın cumhurbaşkanı ilan edildi. Adı onurlandırıldı ve sokaklara onun adı verildi. Bu çok değerli. Ve bu kadar herkesin ulaşabileceği bir seviye değil.
İmrenilecek yüzyılın lideri bile Atatürk, subayı olduğu Osmanlı Devleti’nin neden gerileme ve yok olma noktasına geldiğini çok iyi analiz etmiş ve planladığı değişiklikleri buna göre yapmıştır. Bu vesileyle bu milletin ve bu vatanın bekası için çok gerekli olan Cumhuriyeti ilan etmiştir.
Unutulmamalıdır ki; Büyük zaferler, skor veya durum ne kadar kötü olursa olsun asla yenilmeyenler içindir. Biliyoruz ki, küskünlük ve çaresizlik asla Atatürk’le bir araya gelemez.
19 Mayıs’ta yola çıkarak bu hür vatanı ve cumhuriyeti bizler için inşa eden ATATÜRK ve Silah Arkadaşlarına minnettarız.
heyecan
bağlantılı
‘Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamen yazarlarının orijinal düşünceleridir ve Onedio’nun yayın politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio’
